Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri İçtihatları

Bu makalede toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkında farklı içtihatlar incelenecektir. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı gibi temel insan haklarının en önemli göstergelerinden biridir. Bu nedenle, bu faaliyetlere ilişkin içtihatlar, ülkelerin insan haklarına olan yaklaşımlarını vurgulamaktadır. Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yüksek Mahkemelerin aldığı kararlar, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenlenmesine yönelik yasal düzenlemeler ve farklı ülkelerin uluslararası hukuk mevzuatındaki konumları da ele alınacaktır. Bu makale, okuyucuların toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ilişkin hem yasal hem de pratik olarak bilgi sahibi olmalarına olanak sağlayacaktır.

Anayasa Mahkemesi Kararları

Anayasa Mahkemesi, toplantı ve gösteri yürüyüşleri konusunda sık sık kararlar vermektedir. Verilen kararlar genel olarak Anayasa ve diğer ilgili mevzuatlara uygunluk açısından değerlendirilmektedir.

Bir kararında mahkeme, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, düşüncelerin açıklanması ve yayılmasıyla ilgili bir ifade özgürlüğü biçimi olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla, devletin bu özgürlükleri sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Karara göre, toplantı ve gösteri yürüyüşleri barışçıl ve silahsız olarak gerçekleştirilmelidir.

Anayasa Mahkemesi ayrıca, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin engellenmesi veya dağıtılması kararlarının, yalnızca somut olayda mevcut tehlikeye uygun bir önlem olarak alınması gerektiğini belirtmiştir. Aynı şekilde, kullanılan güç de ölçülü ve orantılı olmalıdır.

Bir başka kararında ise, mahkeme toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, toplumun geniş bir kesimini ilgilendiren konularla ilgili olarak düzenlenebileceğini ifade etmiştir. Ancak bu tür etkinlikler, başkalarının haklarına saygı gösterilmek kaydıyla gerçekleştirilmelidir. Ayrıca, yasa dışı eylemler gerçekleştirildiğinde, bu eylemleri gerçekleştirenler hakkında hukuki işlem yapılabilir.

Danıştay Kararları

Danıştay, Türkiye’deki toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ilişkin birçok karar vermiştir. Bu kararlardan biri, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenlenmesine dair yönetmelikte yer alan “kamu düzeni ve güvenliği” şartı hakkındadır. Danıştay; kamu düzeni ve güvenliği şartının toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin engellenmesi amacıyla keyfi bir şekilde kullanılamayacağına, herhangi bir müdahalenin meşru bir nedeni olması gerektiğine karar vermiştir.

Bir başka Danıştay kararı, polis kuvvetlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine müdahale etme şekli hakkındadır. Danıştay, polisin şiddet kullanmadan önce diyalog yoluyla çözüm araması gerektiğine ve sadece son çare olarak şiddete başvurabileceğine karar vermiştir.

Bununla birlikte, Danıştay, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine uygun şekilde zaman ve yer kısıtlamaları getirilebileceğinin de altını çizmiştir. İlgili kurumlar, bu müdahaleleri meşru bir gerekçe ile, açık, net ve öngörülebilir bir şekilde yapmalıdır.

Danıştay’ın toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili kararları, Türkiye’deki demokratik süreçlere ve özgürlüklere ilişkin önemli bir emsal teşkil etmektedir.

Yüksek Mahkeme Kararları

Yüksek Mahkeme, toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili çeşitli kararlar almıştır. Bu kararlar arasında, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin kamu düzeni açısından değerlendirilmesi, güvenlik güçlerinin müdahalesi ve yasal sınırlamaların belirlenmesi yer almaktadır. Yüksek Mahkeme, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenleyici makamlarca yasaklanması durumunda, bu yasağın belirli koşullara uygun olması gerektiği konusunda kararlar vermiştir. Ayrıca, toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında kullanılan sloganların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek, yasaklanamayacağı yönünde kararlar almıştır. Yüksek Mahkeme’nin bu kararları, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin haklarının korunması ve ifade özgürlüğünün kullanımı açısından önemlidir.

Yargıtay Kararları

Yargıtay, toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili önemli kararlar almıştır. Bu kararlardan biri, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin her ne kadar temel haklar kapsamında olsa da, diğer kişilerin haklarına ve özgürlüklerine zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğidir. Bu nedenle, yargıtay vatandaşların toplu olarak bir araya gelme hakkına saygı duyarken, bu hakların kötüye kullanılmasına izin vermeyecektir. Yargıtay, ayrıca toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sadece barışçıl ve demokratik bir şekilde yapılmasının kabul edilebilir olduğunu vurgulamıştır.

İdare Mahkemesi Kararları

İdare Mahkemeleri, toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili konularda alınan kararların uygulandığı mahkemelerdir. Bu mahkemeler, genellikle belediyelerin aldığı izinlere ilişkin davalara bakarlar ve bu izinlerin yasal olup olmadığını, hukuka uygunluğunu değerlendirirler. İdare Mahkemeleri, genellikle güvenlik, trafiği aksatma, kamu düzeni ve kamu sağlığı gibi konulara öncelik verirler ve bu konuların gösteri yürüyüşlerini sınırlama veya engelleme gerekçesi olup olmadığını incelerler. Ayrıca, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde özgürlükler ve insan hakları gibi konular, idare mahkemelerinin aldığı kararlar üzerinde etkili olabilir.

Dünya İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

Dünya İnsan Hakları Mahkemesi, temel insan haklarına saygı gösterilmesini garanti altına alan çeşitli kararlar almıştır. Bu kararlar, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin özgürlüğünü korumak için toplanmıştır. Dünya İnsan Hakları Mahkemesi’nin aldığı bu kararlar, vatandaşların düşüncelerini ifade etmek için toplantı ve gösteri yürüyüşlerini serbest bir şekilde yapabilmesini sağlamaktadır. Ayrıca, bu kararlar insan hakları ihlalleri durumunda yetkililerin olumsuz etkilerinden korunma hakkını da korumaktadır. Dünya İnsan Hakları Mahkemesi kararları, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin özgürlüğünü korumak için önemli bir referans kaynağıdır.

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerine İlişkin Mevzuat

Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili mevzuat, Türkiye’de Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İçişleri Bakanlığı Yönetmeliği ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı genelgelerle belirlenir.

Anayasa, herkesin düşünce ve kanaatlerini özgürce açıklama, yayma ve topluca düzenlenme haklarını güvence altına alırken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de toplantı ve gösteri özgürlüğünü korur.

İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı yönetmelik ise, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapacak kişilerin neler yapması gerektiğini ve polis müdahalesi durumunda ne yapacaklarını belirler. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı genelgeler ise polislerin toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında nasıl davranmaları gerektiğini açıklar.

Toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında, anayasa ve diğer yasal mevzuat hükümlerine uyulması şartıyla, herkesin bu haklarını özgürce kullanması amaçlanır. Ancak, güvenlik gerekçeleri veya başka nedenlerle, bu hakların sınırlanması da mümkündür.

İç Hukuk Mevzuatı

Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ilişkin mevzuat oldukça kapsamlıdır. Anayasa, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu ve İçişleri Bakanlığı’nın düzenlemeleri bu mevzuatın temellerini oluşturur. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, özgürlüklerin en temel ve öncelikli unsurudur. Ancak, çeşitli güvenlik ve kamusal düzen nedenleri ile bu özgürlüklerin sınırları belirlenmiştir.

Kanuna göre, toplantı ve gösteri yürüyüşleri şartsız olarak yasal haklardandır ve izinsiz olarak yapılamazlar. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri için izin başvurusunda bulunulması gerekmektedir. Bu başvuru, en az 48 saat önce ilgili valiliğe veya kaymakamlığa yapılmalıdır. Başvuru, konu, zaman ve yerin açık bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir.

İzin başvurusunun reddi, sadece kamu düzeni, milli güvenlik ve başkalarının hakları ve özgürlükleri gibi geçerli ve önceden belirlenmiş nedenlerle mümkün olabilir. Ayrıca, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasal haklara uygun olması ve şiddet içermemesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkında birçok içtihat ve düzenleme mevcuttur. Yasal hakların korunması ve kamusal düzenin sağlanması açısından bu düzenlemelere uyulması son derece önemlidir.

Uluslararası Hukuk Mevzuatı

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Eski Roma hukukunda bulunan toplantı özgürlüğünü modern dünyada yeniden tanımlayarak toplanma, ifade etme, görüş bildirme, barışçıl gösteri yapma ve diğer kullanıcı haklarının korunmasını sağlamıştır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 20. maddesi, herkesin barışçıl bir şekilde toplanma hakkına sahip olduğunu belirtmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de toplu olarak düzenlenen etkinliklerin korunmasını sağlamaktadır. Özellikle 1950’de imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesi, herkesin özgürce barışçıl bir yürüyüş veya toplantı yapma hakkına sahip olduğunu belirtmektedir.

Ayrıca İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ilişkin davalarla ilgili olarak etkinliğin öngörülebilirliği, güvenlik, yasal prosedürler ve diğer ilgili faktörlere dayanarak kararlar almaktadır.

Yorum yapın