Ülkemizdeki mahkemelerin boşanma davaları hakkındaki son yıllarda vermiş olduğu kararların incelenmesi sonucunda bir takım içtihatlar belirlendi. Bunlar arasında hak düşürücü süre, mal paylaşımı, ortaklık malları, tazminat, velayet ve nafaka gibi konular bulunuyor.
Boşanma davalarında hak düşürücü süre, iki yıldır. Ancak, belirli suçlarla ilgili durumlarda bu süre altı aya kadar düşebiliyor. Mal paylaşımı konusunda ise tarafların anlaşması önemli bir etken. Ortaklık mallarının paylaşımında, noter onaylı bir karar alınmalıdır. Boşanma davasında tazminat maddesi de yer almakta ve kusuru olan taraf tazminat ödemekle yükümlüdür.
Velayet konusu, boşanma davalarında en çok tartışılan konulardan biri olup, genellikle çocukların velayeti annelere verilir. Nafaka ise daha zayıf ekonomik güce sahip olan tarafın korunması amacıyla ödenir.
Boşanma davasının açılmasında hak düşürücü süre nedir?
Boşanma davalarında en çok merak edilen konulardan biri de hak düşürücü süre konusudur. Boşanma davalarının açılmasında hak düşürücü süre iki yıldır. Ancak, bazı durumlarda farklı süreler de uygulanabilir. Örneğin, cinsel saldırı, işkence, hırsızlık, dolandırıcılık, iftira, zimmet, rüşvet, sahtecilik gibi suçlarla boşanma sebebi olan hadiseler gerçekleşmişse, bu suçların işlendiği tarihten itibaren altı ay içinde hak mahrumiyeti nedeniyle dava açılabiliyor. Diğer sebeplere dayanarak açılacak davalar için ise boşanma sebebinin meydana geldiği tarihten itibaren iki yıl geçirilmemişse hak dava açılabiliyor. Bu süreler dışında açılan davalar, hak düşürücü süre nedeniyle reddedilebiliyor.
Mal paylaşımı nasıl yapılır?
Boşanma davalarında mal paylaşımı da önem arz eden konular arasındadır. Eşler arasında mal paylaşımının adil bir şekilde yapılabilmesi için öncelikle birbirlerine karşı çeki düzen vermelidirler. Bu süreçte iyi bir avukat ile görüşerek anlaşabilir hale gelmeleri de oldukça önemlidir. Mahkemeler bu konuda adil bir karar vermeye çalışsalar da, anlaşmalı boşanmalarda tarafların mutabık kaldığı konular baz alınır. Mal paylaşımı konusunda dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu ise noter onaylı kararlar almaktır. Bu sayede ileride yaşanabilecek sorunların önüne geçilebilir.
Ortaklık malları nasıl paylaşılır?
Eşler arasında boşanma durumunda, ortaklık mallarının nasıl paylaşılacağı önemlidir. Ortaklık malları, eşlerin mal ortaklığına girdikleri süre boyunca elde ettikleri mal varlıklarını ifade eder. Eşlerden birisi, ortaklık mallarını diğerine satın alabilir veya taksitle ödeyebilir. Ancak taksitle ödemede noter satış bedeli, eşe haciz koyma hakkı tanır. Ortaklık mallarının paylaşılması konusunda alınacak kararın noter onaylı olması gerekmektedir.
Tazminat konusu nedir?
Boşanma davalarında tazminat talebi, evlilik birliğinin bozulmasında kusuru olan tarafın tazminat ödemesi gerektiği anlamına gelir. Tazminat talebinin gerekçesi ise geçici veya sürekli bir zarar olabilir. Bu zarar, maddi ya da manevi olabilir. Örneğin, aldatma gibi davranışlar sonucu ortaya çıkan manevi zararlar veya boşanma sürecinde ortaya çıkan masraflar gibi maddi zararlar söz konusu olabilir. Geçici tazminat ise boşanma sürecindeki masraf ve harcamaların karşılanması amacıyla verilebilir. Ancak her durumda tazminat talebi, mahkeme kararı ile belirlenir ve taraflar arasında anlaşmazlık yaşanırsa mahkeme kararına itiraz edilebilir.
Velayet ve nafaka konuları
Boşanma davalarında velayet konusu en çok tartışılan konular arasında yer almaktadır. Genellikle çocukların velayeti annelere verilir. Ancak, babaların da çocukların velayetini alabilme hakları bulunmaktadır. Bu konuda mahkeme, çocuğun mutluluğunu düşünerek, en iyi kararı vermeye çalışır.
Boşanma davasının ardından daha zayıf ekonomik güce sahip olan tarafın korunması amacıyla nafaka verilmektedir. Nafaka, geçici veya sürekli olabilir. Geçici nafaka, boşanma sürecinde masraf ve harcamaların karşılanması amacıyla verilirken, sürekli nafaka ise daha uzun vadeli bir destek sağlar.
Çocukların ve daha zayıf ekonomik güce sahip olan tarafın haklarının korunması amacıyla bu konuların detaylı bir şekilde ele alınması ve konunun uzmanı bir avukatla görüşülmesi önerilir.