Eşcinsel Evliliklerde Medeni Durum

Eşcinsel evliliklerde medeni durum, evlilik sözleşmesiyle belirlenir. Medeni durumun ne olduğu ve eşcinsel evliliklerdeki yeri konusunda bilinmesi gerekenler vardır. Medeni durum, evli, bekar, boşanmış veya dul gibi sivil durumunuzu ifade eder. Eşcinsel evliliklerde de benzer bir medeni durum söz konusudur. Ancak, Türkiye’de medeni durumda eşcinsel evlilikler yasal değildir ve sınırlamalarla karşılaşabilirler. AİHM ve Yargıtay tarafından verilen kararlar da bu konuda önemlidir. Dünya genelinde eşcinsel evliliklerin yasal durumu ve örnek uygulamaları da medeni durum konusunda bilinmesi gerekenler arasındadır.

Medeni Durumun Tanımı

Medeni durum, bireylerin kamuoyunda yasal olarak tanınan kişisel durumlarıdır. Medeni durum, bekar, evli, boşanmış, dul gibi statüler olarak belirlenir ve birçok yasal hak ve sorumlulukları belirler. Türkiye’de medeni durumla ilgili yasal düzenlemeler ve sınırlamalar vardır. Eşcinsel evlilikler ise Türkiye’de yasal olarak kabul edilmemektedir. Bunun nedeni, Türk Medeni Kanunu’nda evlilik tanımının sadece bir erkek ve bir kadın arasındaki birliktelik olarak belirtilmesidir. Ancak, bazı ülkelerde eşcinsel evlilikler yasal olarak kabul edilmekte ve medeni durumlarının kaydı yapılmaktadır.

Türkiye’de Medeni Durumda Eşcinsel Evlilikler

Türkiye’de medeni durumda eşcinsel evlilikler hala yasal değildir. Türk Medeni Kanunu, evliliğin kadın ve erkeğin birlikteliği şeklinde tanımlamaktadır. Ancak 2014 yılında İstanbul Barosu, bir avukatın başvurusu üzerine bir gurup aktivist ile birlikte evlilik başvurusu yapmış ve bu başvuru reddedilmiştir. Bunun üzerine AİHM’e başvurmuşlardır. Ancak AİHM, Türk hukukunda eşcinsel evliliklere izin verilmediği için başvurunun “kabul edilemez” olduğuna karar vermiştir.

Türkiye’de eşcinsel evliliklere dair yasal sınırlamalar bulunmaktadır. Ancak bazı belediyelerin, eşcinsel çiftlere “birliktelik kütüğü” adı altında bir belge vermesi uygulaması başlamıştır. Bu belge, eşcinsel çiftlere birçok hak ve sorumluluklar sağlamaktadır. Ancak bu belge, evlilik gibi yasal bir statüye sahip değildir.

2016 yılında başlayan homofobik saldırılardan sonra, LGBT’lerin hakları ile ilgili sonuçta bir kopma yaşandı. Ayrımcılığı yasaklayan mevzuatlar bile uygulanmamaktadır. LGBT’lere yönelik hukuki kazanımlar geri alınmış ve sınırlamalar artırılmıştır. Bu durum Türkiye’deki LGBT hakları açısından oldukça karamsar bir tablo çizmektedir.

AİHM Kararları

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’deki eşcinsel evliliklerle ilgili birkaç karara imza atmıştır. AİHM’nin ilk olarak E.B. ve diğerleri v. Fransa davasında verdiği karar, Türk hukuk sisteminde de önemli bir yeri olan “medeni birliktelik” kavramının tanınması bakımından önemli sayılabilecek niteliktedir.

AİHM, 2019 yılında verdiği bir başka kararında ise Türkiye’nin eşcinsel evlilikleri yasal olarak tanımamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “özgürlük” maddesiyle çeliştiğini belirtmiştir. Bu kararla birlikte Türkiye’nin eşcinsel evlilikleri tanıması gerektiği yönünde bir tavsiyede bulunulmuştur.

Ancak, Türkiye’nin halen eşcinsel evlilikleri yasal olarak tanımaması nedeniyle AİHM’den olumlu bir sonuç alınması oldukça zor görünmektedir. Bu nedenle, Türkiye’de eşcinsel evliliği kabul eden insanlar tarafından verilen ayrıcalıklı bir evlilik statüsü olan “medeni birliktelik” tanıtılmıştır.

Medeni birliktelikler, Türk hukukunda eşcinsel çiftler için çözüm sağlamaya çalışan ancak hala tam anlamıyla kabul edilmemiş bir çözümdür. Bu nedenle, eşcinsel çiftler için medeni durum konusunda daha özgürleştirici ve kabul edici düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Yargıtay Kararları

Yargıtay, Türkiye’de eşcinsel evliliklerle ilgili önemli kararlar veren önemli bir mercidir. Bu kararlar, Türkiye’de eşcinsel evliliklerin yasal olarak kabul edilip edilmeyeceği konusunda belirleyici nitelikte olabilir. Yargıtay, eşcinsel evliliklerin yasal olarak kabul edilmesi durumunda, bu evliliklerin hukuk alanında da geçerli olup olmayacağı konusunda karar verir. Yargıtay’a göre, ayrımcılığa izin veren bir hukuki düzenleme, anayasal eşitlik ilkesi açısından doğru olamaz. Ancak, Türkiye’de hala medeni durumdaki eşcinsel evlilikler yasal olarak tanınmamaktadır.

Dünya’da Medeni Durumda Eşcinsel Evlilikler

Dünya genelinde eşcinsel evliliklerin yasal durumu ve uygulamaları ülkelere göre büyük farklılıklar göstermektedir. Bazı ülkelerde eşcinsel evlilikler yasal olarak tanınırken, bazı ülkelerde ise yasaklanmıştır. Örneğin, Hollanda, Belçika, İspanya, Kanada, Güney Afrika, Norveç, İsveç, Danimarka, İzlanda ve Portekiz gibi birçok ülkede eşcinsel evlilikler yasal olarak kabul edilmektedir. Bazı ülkelerde ise eşcinsel evlilikler sadece yerel yönetimler tarafından tanınmaktadır. Örneğin, Birleşik Krallık’ta İskoçya, İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda’da eşcinsel evlilikler yasal olarak kabul edilirken, Kıbrıs, Yunanistan, Polonya, Romanya ve Türkiye gibi ülkelerde eşcinsel evlilikler hala yasal olarak kabul edilmemektedir.

Birçok ülkede, eşcinsel evliliğin yasal olarak tanınması toplumsal tartışmaların odağı haline gelmiştir. Bazı ülkelerde hükümetler eşcinsel evliliği yasaklama kararlarını açıklarken, bazıları ise bu kararların yanlış olduğunu savunarak eşcinsel evliliklerin yasal olarak tanınması için çaba harcamaktadır. Eşcinsel evliliklerin yasal olarak kabul edilmesi, bireylerin eşit haklara sahip olmasını sağlayarak ayrımcılığı engellemekte ve toplumun genelinde daha eşitlikçi bir yaklaşımın benimsenmesine yardımcı olmaktadır.

Öte yandan, eşcinsel evliliğin yasal olarak tanınması hukuki sonuçları da beraberinde getirir. Eşcinsel evliliklerin yasal olarak tanınması, evlilik içindeki hakları ve yasal sorumlulukları da beraberinde getirir. Eşcinsel evliliklerde, evlilik içinde ortak mülkiyet, miras, sağlık sigortası, vergi avantajları ve evlat edinme hakları gibi birçok yasal hak ve sorumluluk bulunmaktadır. Bu hakların yasal olarak tanınması, eşcinsel çiftlerin yaşam kalitelerini yükseltebilecek ve hayatlarını kolaylaştırabilecektir.

Tüm dünyada eşcinsel evliliklerin yasal durumu ve uygulamaları hala tartışmalı bir konu olmaya devam etmektedir. Ancak, her geçen gün daha fazla ülke eşcinsel evlilikleri yasal olarak tanımaktadır, ve bu durum, eşit haklar için mücadele eden bireyler ve toplumlar için umut vericidir.

ABD Örneği

ABD, eşcinsel evliliklerle ilgili yasal düzenlemeleri ilk kez 2003 yılında Massachusetts’te gerçekleştirdi. Daha sonra, 2015 yılında ABD Yüksek Mahkemesi’nin tarihi kararıyla tüm eyaletlerde eşcinsel evlilikler yasallaştı. Bu yasal düzenlemeler, ABD’de eşcinsel çiftlerin resmi olarak evlenmesine olanak sağladı.

ABD’deki yasal düzenlemeler, eşcinsel evliliklerin toplum üzerindeki etkilerine de neden oldu. Birçok insan, eşcinsel evliliklerin toplumda kabul görmesi için çabalarını artırdı ve LGBT haklarına farkındalık yaratmak için çalıştı. Bununla birlikte, bazı kişiler hala eşcinsellik karşıtı görüşleri savunuyor ve bu konuda devam eden bir tartışma bulunuyor.

Bununla birlikte, ABD’deki eşcinsel evliliklerin yasal olması, eşcinsel çiftlerin birçok hakka sahip olmasını sağladı. Artık eşcinsel çiftler, evliliklerini kabul eden devletlerde resmi olarak evli olarak tanınır ve birçok federal hakka sahip olur. Örneğin, bir eşcinsel çift, federal vergi beyannamelerini birlikte verme hakkına sahip olabilir ve federal vergi ödeyen çiftler olarak kabul edilir.

  • 2020 yılında ABD Seçimleri sırasında, ABD Başkanı Joe Biden, eşcinsel evlilikleri savunduğunu açıkça dile getirdi ve LGBT haklarının korunması için çaba harcadığını belirtti.
  • Bununla birlikte, ABD’de hala eşcinsel evliliklere karşı olanlar var ve bu konuda tartışmalar yapılmaya devam ediyor.

Avrupa Örneği

Avrupa’da eşcinsel evlilikleri konusunda ülkelerin tutumları oldukça farklılık göstermektedir. Bazı ülkeler evliliği cinsiyetle sınırlamadan tanırken, bazıları bu konuda oldukça muhafazakar bir tavır benimsemektedir. Örneğin, Hollanda 2001 yılından beri eşcinsel evlilikleri yasal olarak tanıyan ilk ülke olmuştur. Benzer şekilde, Belçika, İspanya, İsveç ve Norveç gibi ülkeler de eşcinsel evlilikleri kabul etmektedir. Diğer taraftan, Polonya, Macaristan ve Romanya gibi ülkeler henüz eşcinsel evliliklere izin vermemektedir. Ancak, birçok Avrupa ülkesinde eşcinsel çiftlerin birlikteliklerini yasal olarak tanıyan diğer düzenlemeler de bulunmaktadır.

Eşcinsel Evliliklerdeki Medeni Durumun Toplumsal ve Hukuki Sonuçları

Eşcinsel evliliklerin yasal olarak tanınması veya tanınmaması, toplumda ve hukuk sistemlerinde birçok sonuç doğurabilir. Bu sonuçlar, çoğu zaman toplumun geleneksel değerleri ve normları ile çatışabilir. Toplumsal olarak bakıldığında, eşcinsel evliliklerin yasal olarak tanınması, LGBT topluluğunun toplumda kabul görmesine yardımcı olabilir. Ancak, bazı çevreler tarafından hala kabul edilmediği için, bu durum bazen ayrılıkçı topluluklarda da yasaklanabilir. Hukuki olarak, eşcinsel evliliklerin yasal olarak tanınması birçok hukuki sonuç doğurur. Bu evlilikler, hukuki sorumluluklar ve haklar açısından farklılık gösterir ve bu nedenle, hukuk sistemleri tarafından ayrı bir şekilde ele alınır.

Toplumsal Etkileri

Eşcinsel evliliklerin yasal olarak tanınması toplumda çeşitli tartışmalara neden olmaktadır. Bazı insanlar eşcinsel evliliklerin toplumda kabul edilmesini desteklerken, bazıları ise bu evliliklerin toplumda kabul görüp görmemesi konusunda çekinceleri vardır.

Toplumda eşcinselliğe karşı olan kesimler, eşcinsel evliliklerin toplumda kabul edilmesine karşı çıkmaktadır. Bu kesimlerin en temel argümanlarından biri, eşcinsel evliliklerin toplumsal yapının çöküşüne neden olacağı yönündeki düşünceleridir. Ancak, eşcinsel evliliklerin topluma herhangi bir zararı olmadığı, insanların sevgi ve mutluluğunu paylaşmalarının önemli olduğu düşünülmektedir.

Eşcinsel evliliklerin toplumda kabul görüp görmemesi konusu, toplumu ayrıştırmaktadır. Ayrıca, bu evliliklerin yasal olarak tanınmaması, eşcinsel çiftlerin birçok haktan mahrum kalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, eşcinsel evliliklerin toplumda kabul görmesi ve yasal olarak tanınması, birçok insan tarafından savunulmaktadır.

Hukuki Etkileri

Eşcinsel evliliklerin yasal olarak tanınması, birçok hak ve sorumlulukları da beraberinde getirir. Bu haklar arasında, evlilik hayatı boyunca birçok sosyal ve ekonomik haklar bulunuyor. Eşcinsel çiftlerin evliliği doğrultusunda bu haklar, kendilerine miras, sağlık tedavileri, sosyal güvence, emeklilik hakları ve gelir vergisi avantajları sağlar.

Bununla birlikte, evlilik sona erdiğinde, eşcinsel çiftlerin sahip olduğu haklar da bahsedilen haklar kadar önemlidir. Boşanma durumunda, maddi kaynakların ve güçlerin eşit şekilde bölüşülmesi ve çocukların bakımı, sorumlulukları içermektedir.

Ayrıca, eşcinsel çiftlerin evlat edinme hakkı ve üreme hakkı konusu da, eşcinsel evliliklerin hukuki sonuçları arasında yer almaktadır. İlgili yasal düzenlemeler doğrultusunda, her iki ebeveynin çocuğun velayeti konusunda eşit haklara sahip olması gerekmektedir.

Kısacası, eşcinsel evliliklerin yasal olarak tanınması ve hukuki sonuçlarına bakıldığında, eşit haklara sahip oldukları görülmektedir. Bu hakların ve sorumlulukların, her çift için önemli olduğu unutulmamalıdır.

Yorum yapın