İdare Hukuku’nda İdari Eylemde Dava Süresi

İdare hukuku, idari işlemlerin ve işlemlere karşı açılan davaların yargılandığı bir alandır. Bir idari işlem nedeniyle mağdur olan herkes, idari yargıda dava açarak haklarını arama hakkına sahiptir. Ancak bu hak belirli sürelerle sınırlanmıştır. İdari eylemde dava açma süresi, idari işlemi öğrendiğiniz tarihten itibaren başlar ve belirli bir süre içinde dava açmanız gerekir. Bu süreyi kaçırmak, hak kaybına neden olabilir. Bu nedenle, idari işlemler hakkında bilgi sahibi olmak ve dava sürelerini doğru hesaplamak çok önemlidir.

İdari Eylem Nedir?

İdari eylem, idarenin kamu gücü kullanarak gerçekleştirdiği, bireylerin hak ve özgürlüklerini etkileyen hukuki bir işlemdir. Bu işlem, idare tarafından resmi bir makam kararının alınması veya işlem yapılması şeklinde gerçekleştirilir. Özellikle vergi, ruhsat, inşaat, sosyal güvenlik, sağlık gibi birçok alanda gerçekleştirilen idari işlemler, bireyler ve işletmeler için büyük önem taşır.

İdari eylemin idare tarafından yerine getirilmesi, idarenin kamu hizmeti görevini yerine getirme amacını taşır. Bu nedenle, idari işlemlerin usulüne uygun ve hukuka uygun şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, bu işlemlerin iptal edilmesi veya idari yargıda dava açılması söz konusu olabilir.

İdari Eylemde Dava Açma Süresi

İdari eylem, idare tarafından gerçekleştirilen, yasal düzenlemelere uygun faaliyetlerin tümüdür. İdari eylem sonucunda mağdur olan kişiler ise, bu eylemleri yargıya taşıyabilme hakkına sahiptirler. Ancak, idari eyleme karşı açılacak olan davaların, hukuki sonuç doğurabilmesi için belirli bir süre içerisinde açılması gerekmektedir. Mevzuata göre, idari eyleme karşı dava açma süresi maksimum 60 gündür.

Bu süre, idari işlemin tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar ve takvim günü olarak hesaplanır. Süre sonunda idari işleme karşı dava açılmazsa, idare işlemi kesin hale gelir ve bu işlem aleyhine artık dava açılamaz. Bu nedenle, idari eyleme karşı dava açma süresi son derece önemlidir.

Dava açma süresi hesaplanırken, kesin süre ve takvim süresi farkı dikkate alınmalıdır. Kesin süre, tatil günlerinin de dahil edildiği süredir. Takvim süresi ise sadece iş günlerini kapsar. Sürenin dolmasına 1 gün kala açılan davalarda ise süre uzatımı yapılabilmektedir.

Dava Süresinin Hesaplanması

İdari eylemde dava açma süresi yasal düzenlemelere göre hesaplanmalıdır. Dava açma süresi, idari işlemin tebliği tarihinden itibaren başlar. Ancak, işlem tebliği edilmemişse dava süresi işlem tarihinden itibaren başlar. İdari eylemde dava süresi kesin süredir. Kesin süre; başvurunun, olağanüstü bir durum olmaksızın, öngörülen süre içinde yapılması gerektiği anlamına gelir.

Bununla birlikte, dava süresinin hesaplanması sırasında dikkate alınması gereken farklı durumlar da bulunmaktadır. Örneğin, dava açma süresinin takvim şeklinde mi yoksa takvim süresi olarak mı hesaplanacağı önemlidir. Takvim süresinde hafta sonları ve resmi tatiller de süre içine dahil edilirken, takvim şeklinde hesaplama yapıldığında sadece iş günleri dikkate alınır.

Ayrıca, dava süresi uzatma talebi de mümkündür. Ancak, süre uzatımı sadece belirli durumlarda ve belirli kişiler tarafından başvurulabilir. Bu nedenle, idari eylemde dava süresinin hesaplanması konusunda bilgi sahibi olmak ve gerekli hesaplamaları doğru bir şekilde yapmak önemlidir.

Kesin Süre ve Takvim Süresi Farkı

Kesin süre, bir hukuki işlemde dava açabilme için belirtilen son tarihtir. Buna karşılık, takvim süresi ise hukuki bir işlemde belirtilen tarihten başlayarak geçen süredir. Kesin süre, belirtilen tarihte sona ererken takvim süresi, belirtilen tarihten itibaren geçen süre sonunda sona erer. Takvim süresi, hafta sonları ve tatiller de dahil olmak üzere tüm günleri kapsarken, kesin süre sadece iş günlerini kapsar.

Bu nedenle, kesin süre ve takvim süresi arasındaki fark, idari eylemde dava açma süresini belirlerken önemli bir faktördür. Kesin süre, dava açma süresini belirleyen en son tarihi gösterirken, takvim süresi bu sürenin başladığı tarihten itibaren geçen süreyi ifade eder. Bu nedenle, davacılar, kesin süre ile takvim süresi arasındaki farkı doğru bir şekilde anlamalı ve idari işlemlere karşı açacakları davalar için süreleri doğru bir şekilde hesaplamalıdır.

Süre Uzatımı

İdari eylemde dava açma süresi, hak kaybına uğramamak adına mutlaka dikkate alınması gereken bir süreçtir. Ancak bazı durumlarda dava açma süresinin uzatılması gerekebilir. Bu durumlarda süre uzatımı yapılabilir. Süre uzatımı, hak sahibi veya vekilinin talebi üzerine yapılabileceği gibi, idari makamın da inisiyatifine sunulabilir. Örneğin, geçerli mazeretler, sağlık sorunları, hizmetin gerektirdiği özellikler, mesleki yetersizlik veya benzeri nedenlerle sürenin uzatılması talep edilebilir.

Süre uzatımı, dava açma süresi içinde yapılmalıdır. Aksi takdirde, süre zarfındaki işlemler geçersiz sayılacaktır. İdari eylemde dava açma süresinin uzatılması işlemi, resmi bir dilekçe ile idari makama yapılmalıdır. Süre uzatımı talebi, ikinci bir talepte bulunulmadığı takdirde, bir defaya mahsus olmak üzere ve en fazla üç ay için uygun görülebilir.

Bununla birlikte, süre uzatımı talepleri, türüne ve niteliğine göre değişkenlik gösterir. İdari mahkemelerde, itirazların nedeni ve süresi hukuku, zamanaşımı nedeniyle açılan davalar ve takdir yetkisine ilişkin konular, süre uzatımı yapılabilecek durumlar arasındadır. Ancak süre uzatımı talebinin kabul edilmesi, davanın lehine olacak sonucu getirmeyebilir.

Bu nedenle, süre uzatımı talebinin ne zaman nasıl yapılacağına dair hukuki bilgi sahibi olunmalı ve bu talep, idari eylem sürecinde hak kaybına uğramamak ve hukuki haklarınızı korumak adına doğru bir şekilde yapılmalıdır.

İdari Eylemde Dava Açma Süresinin İşlemesi

İdari eylemde dava açma süresi, idari eylemin tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Tebliğ işlemi ise, idari eylem ile ilgili kararın, ilgililere gönderilmesi veya kendilerine teslim edilmesi şeklinde gerçekleşir. İdari eylem hakkında bilgilendirilen kişi veya kuruluş, dava açma süresi içinde idari yargıda dava açabilir. Ancak, idarece tebliğ yapılmayan durumlarda dava süresi başlamaz. İdari yargıda dava açmak isteyen kişi veya kurumun, dava süresinin sona ermeden önce açılması gerekmektedir. Aksi takdirde, dava açma hakkı kaybedilebilir.

Dava Süresinin Gecikmesi ve İdari Yargıda Zamanaşımı

Dava süresi, idari eylemin meydana geldiği tarihten itibaren başlar ve belirli bir süre içinde dava açılması gerekir. Ancak, bazı durumlarda dava süresi gecikir ve bu durum farklı nedenlere bağlı olarak değişebilir. Örneğin, idari işlemde yanlış bir işlemin yapılması ya da gerekli belgelerin tamamlanmaması gibi nedenler dava süresinin gecikmesine sebep olabilir. Bu nedenle, dava süresinin gecikmesi durumunda idari yargıda zamanaşımı söz konusu olabilir.

İdari yargıda zamanaşımı, dava açma süresinin geçtiği durumlarda ortaya çıkar ve idarenin hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırır. Zamanaşımının belirlenmesinde, dava açma süresinin yanı sıra zamanaşımı süresi de dikkate alınır. Zamanaşımı süresi, idari işlemin yapıldığı tarihten itibaren belirli bir süre içinde dava açılması gerektiğini belirler. Bu süre, idari işlem türüne ve işlemdeki hukuki duruma bağlı olarak değişebilir.

Zamanaşımı durumunda, idari işlemdeki hukuki tartışmalar değil, sadece zamanaşımı süresi değerlendirilir. Bu nedenle, zamanaşımı süresinin dolması durumunda idari işleme karşı dava açılamaz. Ancak, bazı durumlarda zamanaşımı süresi durabilir veya yeniden başlayabilir. Bu durumlar, idarenin geç dönmesi, davanın kabul edilmemesi veya bazı özel yasal düzenlemelerle ilgilidir.

Zamanaşımı Süresi

İdari yargıda zamanaşımı süresi, dava konusu idari işlemin tebliğ tarihinden itibaren 60 gün olarak başlar. Ancak, bazı durumlarda bu süre değişebilir. Kamu zararının tazmini istemi durumunda 5 yıl, işçi ve memur özlük işleriyle ilgili davalarda 2 yıl, genel idari işlemlerde ise 1 yıl zamanaşımı süresi uygulanır.

Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında, son günün tatil gününe veya resmi tatil gününe denk gelmesi halinde tatil süresi de eklenir veya sonraki iş gününe ertelenir. Ayrıca, zamanaşımı süresi, idare tarafından yapılan bir işlemle kesilirse, süre yeniden başlar ve kesinti nedeniyle geçen süre de eklenir.

Zamanaşımı süresinin uygulanmasıyla birlikte, dava açma hakkı sona erer ve idari işlemin iptali, tamamen veya kısmen reddedilebilir. Bu nedenle, idari işlemlere karşı dava açma süresine dikkat edilmelidir.

Zamanaşımının Durması ve Yeniden Başlaması

İdari yargıda zamanaşımı süresinin işlemesi, belirli durumlarda durabilir veya yeniden başlayabilir. Bu durumların başlıcaları şunlardır:

  • Davacının yararına bir karar verilmesi: İdari yargıda açılan davanın sonucunda davacının yararına bir karar verilmesi durumunda zamanaşımı süresi durur. Bu durumda dava açma süresi yeniden başlayarak, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren yeniden hesaplanır.
  • İdarenin davaya konu işlemi düzeltmesi: Davaya konu olan işlemin idare tarafından düzeltilmesi durumunda zamanaşımı süresi durur. Bu durumda dava açma süresi yeniden başlayarak düzeltme işlemi tarihinden itibaren yeniden hesaplanır.
  • İdarenin davacının talebini yerine getirmesi: İdare, davacının talebini yerine getirerek işleminin hukuka uygun hale gelmesini sağladığı takdirde zamanaşımı süresi durur. Bu durumda dava açma süresi yeniden başlayarak, talebin yerine getirildiği tarihten itibaren yeniden hesaplanır.
  • Mahkemenin işlem yapması: Mahkeme, dava işlemleri nedeniyle zamanaşımı süresinin işlemesini durdurabilir. Ayrıca, dava hukuka uygun olarak sonuçlandırılamaması durumunda, zamanaşımı süresi yeniden başlar ve daha önce işlemekte olan zamanaşımı süresi dikkate alınmaz.

İdari Eylemde Dava Süresi Muvafakat ve İhtar

İdari eylemde dava açma süresi muvafakat ve ihtar durumları hukuki sonuçlarıyla birlikte ele alınması gereken önemli konulardandır. Muvafakat, idarenin işlemini veya kararını yargısal denetimden geçirilmesine gerek duyulmadığı anlamına gelir. Yani idari işlemi kabul etmek anlamında kullanılır. İdarenin işlem veya kararında hukuka uygunluk veya hukuksuzluk nedenine bakılmaksızın dava süresi içinde muvafakat edilirse, dava açılmadan işlem kesinleşir. İhtar ise, idarenin işlem veya kararının hukuka aykırı olduğunu bildiren yazılı bir uyarıdır. İdari işlemde dava süresi, ihtarın yapıldığı tarihten itibaren başlar. Ancak ihtarın yapılmamış olması hukuki sonuç doğurmaz, sadece idareye bilgi vermek amaçlıdır.

İdare hukukunda bazı durumlarda ihtar şartı olarak yönetmeliklerde de yer alabilir. Yönetmelikte belirtilen süre içinde ihtar yapılmazsa, idari işleme karşı dava açma yasağı söz konusu olabilir.

Özetle, idari eylemde dava süresi muvafakat ve ihtar durumları, işlemin hukuki sonuçlarına açıklık getiren önemli kavramlardır. Muvafakat, idari işlemi kabul etmek anlamında kullanılırken, ihtar ise, idari işlem veya kararının hukuka aykırı olduğunu bildiren yazılı bir uyarıdır. İhtar süresi içinde dava açılmazsa, işlem kesinleşir. Ayrıca bazı durumlarda yönetmeliklerde ihtar şartı da yer alabilir ve bu şartlar yerine getirilmediğinde, dava açılamayabilir.

Muvafakat Nedir?

Muvafakat, bir kişinin ya da kurumun, devletin yapacağı bir işlem ya da karara önceden onay vermesidir. İdari eylemde muvafakat vermek, kişinin ya da kurumun, idari karara ya da eyleme önceden onay vermesi anlamını taşır. Bu durum, kişinin ya da kurumun, dava açma hakkını kullanamayacağı anlamına gelir. İdari eylemde muvafakatın önemi, kişinin ve kurumun, işlem ya da kararı kabul ettiği için, mahkemeye başvurma hakkını kaybetmesidir. Böylece, idari eylemde muvafakat kararının alınması, davanın sonuçlandırılması için önemli bir husustur.

İhtar Nedir?

İhtar, idarenin yapacağı bir eylem ile ilgili olarak, eylemin hangi durumlarda yapılması gerektiğine veya nasıl yapılması gerektiğine ilişkin uyarı yapılmasıdır. İhtar, idarenin yargı kararı ile zorunlu kılındığı ya da yargı kararı olmadan kendiliğinden yaptığı bir uygulamadır. İdari eylemde ihtar, dava süresinin işlemeye başlaması için bir ön şarttır ve idarenin ihtarı yerine getirmesi gerekmektedir. İdari ihtarda belirtilen hususlar yerine getirilmediğinde, dava açma süresi işlemeye başlar ve vatandaş, dava açarak idari işlemi iptal ettirebilir.

İhtar Şartı Olarak Yönetmelik

İdari eylemlerde dava süresi belirli durumlarda yönetmeliklerce belirlendiği gibi, ihtar şartı da yönetmelikler tarafından getirilir. İdarenin yaptığı eylemin yasa dışı veya hukuka aykırı olduğu düşünüldüğünde, dava açmadan önce yöneltilen ihtar ile idarenin hukuka uygun bir şekilde hareket etmesi sağlanmaya çalışılır.

Bu durumda, ihtar şartı olarak belirtilen yönetmeliklere uyulduysa ve belirtilen sürede idare tarafından bir düzeltme yapılmışsa, dava açma şartlarının oluşmadığı görüşü benimsenir. Özellikle memurların atama, yer değiştirme, sınav sonuçları gibi konularla ilgili açtıkları davalar için ihtar şartı sıkça kullanılır.

Yorum yapın