Malvarlığı Ayrılığı Davalarında Tasarrufun Kısıtlanması

Malvarlığı ayrılığı davaları, birçok nedenle gerçekleşebilir. Bu tür davalar, evliliğin sonlandırılması sonrasında mal varlıklarının paylaşımını içerir. Tarafların mal varlıklarının paylaşımı sırasında, bazı durumlarda mahkeme tasarrufu kısıtlayabilir. Tasarrufun kısıtlanması, tarafların belirli varlıklarının başka bir kişinin kullanımından veya tarafların tasarrufundan men edilmesidir. Mahkeme, tasarruf kısıtlaması kararı verebilmek için, hatırı sayılır bir ihtimalle o varlığın haczine veya mahkemece bir muhafaza tedbiri uygulanmasına veya ilgili davanın sonucu itibarı ile tarafların hak ve yükümlülükleri açısından bir zarar veya kayba uğrama ihtimaline dayalı makul bir sebebinin bulunması gereklidir. Bu durumda, tasarruf kısıtlanabilir mal varlıkları, banka hesapları, taşınmaz mallar, araçlar, menkul kıymetler gibi varlıklar olabilir.

Tasarrufun Kısıtlanması Nedir?

Mahkemelerin, mal varlığı ayrılığı davası sürecinde tarafların belirli varlıklarını başka bir kişinin kullanımından veya tarafların tasarrufundan men etmesi, tasarrufun kısıtlanması olarak adlandırılır. Bu kısıtlama, mal varlığı ayrılığı davası sırasında taraflar arasındaki maddi durumun hakkaniyete uygun şekilde korunması amacıyla uygulanır. Ayrıca, tasarrufun kısıtlanması ile davacının hakkının korunması amaçlanmaktadır. Mahkeme, belirli varlıkların kullanımı veya tasarrufu konusunda bir zorunlu karar aldığı zaman, bu kararın gereği olarak tasarruf kısıtlama kararı alabilir.

Mahkemenin Tasarruf Kısıtlaması Kararını Hangi Koşullarda Verebileceği:

Mahkemenin malvarlığı ayrılığı davası sürecinde tasarrufu kısıtlayabilmesi için belirli koşulların bulunması gerekmektedir. Bu koşullar; o varlığın haczine veya mahkemece bir muhafaza tedbiri uygulanmasına hatırı sayılır bir ihtimal olduğu veya ilgili davanın sonucu itibarı ile tarafların hak ve yükümlülükleri açısından bir zarar veya kayba uğrama ihtimaline dayalı makul bir sebebinin bulunmasıdır. Bu koşulların varlığı veya muhtemel oluşu halinde, mahkeme tasarruf kısıtlaması kararı verebilir. Bu karar verildiğinde, tarafların belirli varlıklarını başka bir kişinin kullanımından veya tasarrufundan men eder.

İhtiyati Tedbir Kararı Nedir?

İhtiyati Tedbir Kararı, mahkemenin hakkında dava açılan kişinin mal varlığında bir değeri korumak amacıyla aldığı bir karardır. Bu karar, davanın sonucunu beklerken, ilgili mal varlıklarının haczine veya muhafazasına yönelik alınan geçici bir karardır. İhtiyati tedbir kararı, varlığın haczine ilişkin tasarruf kısıtlamasını veya muhafaza tedbirlerini de içerebilir. Ülkemizde, bu karar sıklıkla, alacaklının hakkının zaman aşımına uğramaması için alınmaktadır. İhtiyati tedbir kararı, dava sonuçlanıncaya kadar veya hakkın veya yararın devamı nedeniyle uygun görülecek süre kadar devam edebilir. Bu karara itiraz yolu açık olup, itirazın reddi halinde karara karşı temyiz yoluna başvurulabilmektedir.

İhtiyati Tedbir Kararının Hangi Durumlarda Verilebileceği:

İhtiyati tedbir kararı, mahkemenin hakkında dava açılan kişinin mal varlığındaki belirli bir değeri korumak amacı ile verdiği bir karardır. Bu karar varlığın haczine ilişkin tasarruf kısıtlamasını veya muhafaza tedbirlerini de içerebilecektir. Örneğin, bir evin satışı sırasında mal varlığı ayrılığı davası açılmışsa ve evin satışından sonra paranın paylaşımı söz konusu ise mahkeme, evin satışı sonrası elde edilen para konusunda ihtiyati tedbir kararı verebilir. Bu karar, ilgili varlıkların korunması ve söz konusu değerin zarar görmemesi için alınır.

Ayrıca ihtiyati tedbir kararı, haklılığı belirsiz olan bir davanın sonucunun beklenmesi nedeniyle zarar görmesi muhtemel olan davacının yararına verilebilir. Örneğin, bir kişi hakkında açılmış bir dava var ve bu kişi sadece banka hesapları üzerinden gelir elde ediyorsa, mahkeme, bu gelirin haczine ilişkin tasarruf kısıtlaması veya muhafaza tedbiri uygulayabilir.

İhtiyati Tedbir Kararının Geçerlilik Süresi:

İhtiyati tedbir kararının süresi, davanın konusu olan hakkın veya yararın devam ettiği sürece devam edebilir. Bu süre, davanın sonuçlanmasına kadar uygun görülebilir ya da hakkın veya yararın devam ettiği sürece uzatılabilir. Ancak, mahkemece belirlenen süre, genellikle altı ayı geçemez. İhtiyati tedbir kararı, herhangi bir zamanda, ilgili kişi veya kuruluşun itirazı üzerine değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Bu nedenle, mahkeme kararlarına saygı duymak ve itiraz hakkını kullanmak önemlidir. İhtiyati tedbir kararı, davada hak sahibi olarak yer alan tarafın menfaatlerini korumayı amaçlayan bir tedbirdir ve tasarrufun kısıtlanması gibi ciddi sonuçları beraberinde getirebilir.

Muvazaa Nedir?

Muvaza, bir hukuk terimidir ve bir sözleşmenin tam anlamıyla tarafları arasındaki karşılıklı iradeye dayanmaması durumunu ifade eder. Muvaza, tarafların gerçekte farklı bir amaçla bir işlem yapmak için bir araya gelmeleri durumunda gerçekleşir.

Örneğin, bir kişi, bir mal veya hizmet satın almak için bir sözleşme yaparken, gerçekte o mal veya hizmeti satın almak için değil, başka bir amaç için, mesela bir başka kişiyi zarardan korumak için yapmışsa, bu durumda muvazaaya girer.

Özetle, muvaza işlemi, gerçek amaçla bağdaşmayan bir sözleşmenin yapılmasıdır. Bu tür işlemlerden kaçınılmalıdır çünkü hukuki sorunlar yaratabilir ve tarafların menfaatlerini tehlikeye atabilir.

Tasarruf Kısıtlanabilir Mal Varlıkları:

Mahkemeler, malvarlığı ayrılığı davalarında tarafların belirli varlıklarının tasarrufunu kısıtlayabilirler. Bu varlıkları tasarrufu kısıtlanabilir mal varlıkları olarak tanımlamak mümkündür. Tasarruf kısıtlanabilir mal varlıkları arasında banka hesapları ilk sırada yer alır. Ayrıca, taşınmaz mallar, araçlar ve menkul kıymetler de bu kapsama giren diğer mal varlıklarıdır. Bu varlıkların tasarrufu, mahkeme kararı ile kısıtlanabilir. Taraflar bu varlıkları kullanamaz ya da üçüncü kişilere devredemezler. Mahkeme, davanın sonucu itibarı ile tarafların hak ve yükümlülükleri açısından bir zarara uğramama amacıyla bu kararı alabilir.

Tasarruf Kısıtlaması Kararına İtiraz Hakkı:

Mahkemenin mal varlığı ayrılığı davası sürecinde tarafların tasarrufunu kısıtlaması durumunda, karara itiraz hakkı bulunmaktadır. İtiraz yolu açık olmasına rağmen, bu itirazın reddi halinde karara karşı temyiz yoluna başvurulabilmektedir. Bu sayede, tarafların haklarının korunması sağlanmaktadır. İtiraz ve temyiz işlemleri, belirli bir süre içinde yapılmalıdır ve mahkeme tarafından belirlenen prosedürlere uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, bu süreler geçtikten sonra yapılan itirazlar ve temyiz başvuruları geçerli değildir.

Kararın İzalesi:

Tasarruf kısıtlaması kararının uygulanması, mahkeme tarafından verilen kararın icra ve iflas dairelerine tebliği ile başlar. Mahkeme tarafından belirlenen süre içinde, mal varlıklarının satış işlemi gerçekleşir ve tasarruf kısıtlaması sona erer. Satıştan elde edilen gelir, öncelikle alacaklıların taleplerine göre hesaplanarak paylaştırılır. Tasarrufun kısıtlandığı mal varlıklarında meydana gelebilecek değer kaybı, daha önce belirlenen ihtiyati tedbir kararı uyarınca tarafların lehine olacak şekilde karşılanır. İcra ve iflas daireleri, tasarruf kısıtlamasının sona ermesinden sonra kararın geçerlilik süresinin ne kadar olduğunu belirten bir yazı düzenlerler.

Yorum yapın