Miras Hukukunda Mirasın İntikalinde Yasaklar ve Aile Kanunu

Miras hukukunda önemli yasaklar ve Aile Kanunu’nun getirdiği düzenlemelerle ilgili bilgi sahibi olmak, mirasın intikalindeki süreci anlamak açısından oldukça önemlidir. Miras bırakanın kusuru nedeniyle kanuni mirasçılar dışındaki kişilerin mirastan yararlanması yasaktır. Ayrıca, kanunda belirtilen şartlar taşındığı takdirde ölenin eşi ve çocuklarının barınmakta olduğu ev, mirasın bölüşülmesi sırasında farklı değerlendirilir. Mirasın terekesindeki borçlar, aile konutu düşülmeden ödenir ve evlilik dışı çocukların nesepli mirasçılardan kabul edilmediği için aile konutundan yararlanamazlar.

Ayrıca, mirasa konu olan malların nasıl bölüşüleceği konusunda ortaklığın özelliklerinin dikkate alınması gerekiyor. Miras hukukuna göre bazı mal varlıklarının mirasa hükmedilemez. Mirasçıların mirasın terekesini tasfiye etmeleri aynı zamanda yasal engellere de dikkat etmeleri gerekiyor. Mirasın intikali sonrası ödenmesi gereken vergilerdir. Miras bırakanın yazdığı son dileklerin yer aldığı bir belgedir ve mirasın terekesi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Tüm bu konular, mirasın intikalinde yasaklar ve Aile Kanunu’nun düzenlemeleri açısından önemlidir.

Yasaklanan Kişiler

Miras bırakanın kusuru nedeniyle, kanunen mirasçı olmayan kişiler, miras hukukuna göre mirastan yararlanamazlar. Bu nedenle, mirasçı olmayan akrabalar veya miras bırakanın hayatında yakın olan kişiler, miras hukukunda kesin bir şekilde yasaklanmıştır. Kanuni mirasçılar dışındaki kişilerin mirastan yararlanması, miras hukukunda hüküm verilen ve yasalara aykırı bir eylem olarak kabul edilir.

Aile Konutu

Miras hukukuna göre, ölenin eşi ve çocukları barınmakta olduğu ev, “Aile Konutu” olarak nitelendirilir. Aile Konutu’nun değeri ve kullanımı, mirasın bölüştürülmesi sırasında farklılık gösterir. Kanunda belirtilen şartlar taşındığı takdirde, evin diğer mirasçılara verilmesine karar verilebilir. Ancak, Aile Konutu mirasın terekesinden düşülmez ve diğer mirasçıların payı bundan etkilenmez.

Bununla birlikte, kanunda belirtilen şartlar olmadan Aile Konutu mirasın diğer mirasçılara bırakılması söz konusu değildir. Eğer ölenin eşi veya çocukları Aile Konutu’nu istiyorsa, mirasın diğer mirasçılarına Aile Konutu’nun değeri kadar tazminat ödenmelidir. Bu konuda karar verirken, mirasçıların birbirlerine olan ekonomik durumları ve Aile Konutu’nun diğer mallarla birlikte nasıl bölüştürüleceği de dikkate alınmalıdır.

Mirasın Terekesindeki Borçlardan Düşülmesi

Borçlar, aile konutu düşülmeden mirasın terekesinden ödenir.

Miras hukukuna göre mirasın terekesindeki borçlar, aile konutunun düşülmesinden önce ödenir. Bu nedenle, miras bırakanın adına kayıtlı olan tüm borçlar, öncelikle mirasın terekesinden ödenir. Mirasın terekesi hesaplanırken, borçların da dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır.

Mirasın terekesindeki borçların ödenmesi için, miras bırakanın banka hesapları, gayrimenkulleri ve herhangi bir taşınır mal varlığı satılarak borçlar ödenir. Borçlar ödenmeden mirasın terekesinin paylaşımına geçilmez.

Yukarıda belirtildiği gibi, aile konutu borçlar düşülmeden önce mirasın terekesinden hesaplanır. Ancak, aile konutu borçların düşülmesinden sonra tereke değerinin hesaplanması sırasında farklı bir şekilde değerlendirilir.

Evlilik Dışı Çocukların Durumu

Evlilik dışı çocukların durumu, miras hukuku açısından özel bir öneme sahiptir. Kanuni mirasçı olarak kabul edilen çocuklar dışında, eşten olmayan çocuklar nesepli mirasçılardan kabul edilmez. Bu nedenle, aile konutundan yararlanamazlar ve mirasın bölüşülmesinde diğer mirasçıların aldığı paya denk bir pay alamazlar. Ancak, evlat edinme yoluyla çocuk nesepli mirasçı olarak kabul edilir ve eşit haklara sahip olabilir. Aynı şekilde, Türk Medeni Kanunu’na göre bu durumda biyolojik aileyle ilişkinin kesilmesi gerekmektedir.

Boğaz Hakkı

Mirasın bölüşülmesinde önemli bir konu olan boğaz hakkı, Aile Kanunu’nda düzenlenmektedir. Boğaz hakkı, mirasın bir kısmının bir mirasçıya verilmesi durumunda diğer mirasçıların da buna eşit miktarda sahip olma hakkını ifade eder. Özellikle aile konutu gibi bir gayrimenkulün mirasının paylaşımında boğaz hakkı önemli bir yere sahiptir. Ölen kişinin eşi veya çocuklarının barındığı ev, diğer mirasçıların boğaz hakkına tabidir. Bir mirasçıya verildiği takdirde diğer mirasçılar da eşit pay almaya hak kazanır. Bu konuda karar almak ve uygun bir bölüşüm yapmak için mirasçılar arasında anlaşma sağlanması önerilir.

Ortaklı Mallar

Miras intikalinde dikkat edilmesi gereken konulardan biri de ortaklı mallardır. Ortaklı mallar, mirasa konu olan malların nasıl bölüşüleceği konusunda ayrıntılı düzenlemeler gerektirir. Örneğin, ev ya da arsa gibi mal varlıkları eşler arasında ortaksa, bu malların paylaşımı mirasın terekesinde yapılmalıdır. Ancak, bu paylaşım yapılırken ortaklığın özellikleri ve paylar dikkate alınmalıdır.

Bu durumun örneği olarak, eşler arasında ortak olan bir ev düşünülebilir. Miras bırakanın eşi ve çocukları mirasçıysa, evin mirasçılar arasında nasıl paylaşılacağı belirlenmelidir. Eşlerin payları eşit olduğu durumlarda paylaşım daha kolaydır, ancak farklı paylar varsa paylaşımın yapılması daha karmaşık bir süreçtir.

Bu nedenle ortaklı malların mirasçılara intikali sırasında dikkate alınması ve bu sürecin doğru bir şekilde işlemesi için uzman bir avukattan yardım almak önemlidir. Mirasın intikalinde yanlış bir uygulama yapılması, paylaşımın yanlış yapılması ya da hukuki süreçlere yanlış yaklaşım, mirasın çekişmeli bir hale gelmesine neden olabilir.

Mirasa Hükmedilmeyen Varlıklar

Miras hukukunda mirasın intikalinde yasak ve düzenlemeler oldukça önemlidir. Bu yasakların belirli olması ve belirli düzenlemelerin yapılması, mirasın bölüşülmesinde sorunların oluşmasının engellenmesi açısından çok önemlidir. Miras hukukuna göre bazı mal varlıkları mirasa hükmedilemez. Bununla birlikte, yapılacak düzenlemeler ile bu durumun önüne geçmek mümkündür.

Örneğin, miras bırakanın hayatta iken yapmış olduğu bağışlamalar mirastan düştükten sonra geri alınamaz. Ayrıca, eşler arasında yapılan hayatta kalma hakkı anlaşmaları da miras konusunda önemlidir. Mirasın terekesi içerisinde zeyilname adı verilen belgeler de önemli bir yere sahiptir. Ancak bazı mal varlıkları, mirasa hükmedilemez. Bunlar arasında kişisel haklar, madeni para, diğer para ve senetler, kredi kartları, sigorta poliçeleri, patentler ve lisanslar, işletme ve araç ruhsatları gibi varlıklar yer almaktadır.

Özetle, miras hukuku, miras bırakanın mal varlığına dair düzenlemelerin yapılması ve yasakların konulması açısından oldukça önemlidir. Mirasa hükmedilmeyen varlıkların belirlenmesi de bu süreçte oldukça önemlidir.

Hayatta Kalma Hakkı Anlaşması

Eşler arasında yapılan hayatta kalma hakkı anlaşmaları, miras konusunda da önemlidir.

Miras hukukunda hayatta kalma hakkı anlaşmaları, evlilik birliği içinde yapılan anlaşmalar arasında yer alır. Bu anlaşmalar, evlilik halinde ölen eşin, hayatta kalan eşine tanıdığı hakları belirler. Ayrıca bu haklar miras konusunda da önemlidir. Hayatta kalma hakkı anlaşmasında belirlenen haklar, mirasın bölüşülmesi sırasında dikkate alınır ve öncelikli olarak hayatta kalan eşin haklarını korur. Ancak anlaşmada belirlenen hakların yasal düzenlemelere uygun olması ve anlaşmanın noter huzurunda yapılması gerekmektedir.

Bağışlama

Miras bırakanın hayatta iken yapmış olduğu bağışlamalar mirastan düştükten sonra geri alınamaz.

Miras bırakanın hayatta iken yapmış olduğu bağışlamalar, ölümünden sonra mirastan düşürülür. Miras bırakanın, hayatta iken yaptığı bağışlamaların geri alınamayacağına dikkat edilmelidir. Ancak, birtakım şartlar altında miras bırakan, geri alma hakkına sahip olabilir. Bu durumda geri alma hakkının kullanılması için belirli bir süre ve birtakım prosedürler yerine getirilmelidir.

Bağışın belirli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Bunun için noter huzurunda, tapu müdürlükleri veya vergi dairelerinde gerçekleştirilen işlemler tercih edilir. Böylece yapılan bağış işlemi resmi hale getirilir ve belgelendirilir. Bağış işleminin resmi hale getirilmesi, miras bölüşülürken problemler yaşanmasını engeller.

Miras bölüşülürken, bağışladığı kişilerin etkilenebileceği durumlara dikkat edilmelidir. Bu nedenle miras bırakan bağış yaparken, miras hukuku ile ilgili mevzuatlara uygun bir şekilde hareket etmelidir. Bu sayede yaşanabilecek yasal sıkıntıların önüne geçilmiş olur.

Mirasın Tasfiyesi

Mirasçıların mirasın terekesini tasfiye etmeleri aynı zamanda yasal engellere de dikkat etmeleri gerekiyor.

Mirasın tasfiyesi, mirası bırakanın vefatı sonrasında tüm mirasçıların mirastan paylarını almaları için devam eden bir süreçtir. Bu süreçte mirasçılar, mirasın terekesini tasfiye etmekle yükümlüdür. Ancak mirasın tasfiyesi sırasında bazı yasal engellere dikkat edilmesi gerekiyor. Örneğin miras bırakanın borçları ödenmeden önce mirasçılara miras kalmaz. Ayrıca miras bırakanın ortak malları varsa, bu malların bölüşülmesi konusunda da ortaklık özellikleri dikkate alınmalıdır.

Bunun yanı sıra bir mirasın terekesinin tasfiyesinde, mirasçıların yasal engellere dikkat etmeleri önemlidir. Mirasın terekesi içerisinde yer alan her türlü mal varlığı, yasal engellerin olup olmadığına bakılmaksızın bölüştürülemez. Bu nedenle, mirasçıların yasal engeller konusunda bilgi sahibi olmaları ve mirasın terekesinin tasfiyesi sırasında bu engellere dikkat etmeleri gerekiyor.

Bununla birlikte, mirasın tasfiyesi sırasında mirasın terekesi içerisinde yer alan borçların ödenmesi, mirasın terekesinin paylaşımından önce gerçekleştirilmelidir. Böylelikle miras taksim edilmeden önce mirasın borçları ödenir ve mirasın terekesi doğru bir şekilde paylaşılır.

Zeyilname

Zeyilname, miras bırakanın ölmeden önce yazmış olduğu belgeye verilen isimdir. Bu belgede, miras bırakanın son dilekleri yer alır. Mirasın terekesi içerisinde önemli bir yere sahip olan zeyilname, yapılan düzenlemelere göre devredilebilir veya devredilemez. Zeyilnamede yer alan talepler doğrultusunda mirasın terekesi düzenlenebilir. Ancak belgede yer alan taleplerin yasalara uygun olması önemlidir. Aksi takdirde, miras hukukuna aykırı bir durum ortaya çıkabilir. Miras bırakanın son isteklerinin yer aldığı zeyilnamede, ölenin mal varlığı ve diğer talepleri de yer alabilir. Bu sebeple, mirasçıların dikkatle incelenmesi ve yerine getirilmesi gereken bir belgedir.

Veraset ve İntikal Vergisi

Mirasın intikali sonrası ödenmesi gereken vergilerdir.

Bir kişinin vefatı sonrasında mal varlığı mirasçıları arasında paylaşılırken, mirasın intikal sürecinde ödenmesi gereken vergiler vardır. Bu vergiler Veraset ve İntikal Vergisi olarak bilinir. Mirasın paylaşımı sırasında yapılan her türlü işlem için Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenen oranda vergi ödenir. Mirasın paylaşımı sırasında ödenecek vergi oranları, mirasın tutarına, mirasçı sayısına ve mirasın içinde yer alan mal varlıklarının türüne göre belirlenir.

Bazı özel durumlar için ise bazı istisnalar düzenlenmiştir. Özellikle yakın akrabalar arasındaki miras hisseleri için özel vergi oranları uygulanır. Ancak yine de tüm mirasçıların, ödenmesi gereken vergileri hesaplayıp, zamanında ödemesi gerekmektedir.

Yorum yapın