Evlilik içi şiddet, yalnızca kadınların maruz kaldığı bir durum olarak görülse de, bu şiddetin en büyük mağdurlarından biri de çocuklardır. Şiddete maruz kalan ailelerde yetişen çocuklar, fiziksel ve psikolojik olarak ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalabilirler. Şiddetin psikolojik etkileri arasında anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlar yer alırken, fiziksel etkileri arasında yaralanma, cinsel taciz ve hatta ölüm gibi sonuçlar görülebilir.
Çocukların hakları ve korunması, herhangi bir durumda öncelikli bir konu olmalıdır. Maalesef, evlilik içi şiddet bu hakların ihlali anlamına gelir ve çocukların sağlıklı bir çevrede büyümesine engel olur. Bu nedenle, evlilik içi şiddetin çocuklar üzerindeki negatif etkileri hakkında bilinçli olmak ve önleme çalışmalarına katkıda bulunmak hayati önem taşımaktadır.
Evlilik İçi Şiddetin Tanımı
Evlilik içi şiddet, evli veya birlikte yaşayan kişiler arasında gerçekleşen fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik şiddet eylemleridir. Bu şiddet, aile içinde yaşanan, toplumda sıklıkla görülen bir sorun olmakla birlikte çocukların hemen hemen hepsi bu şiddeti görmekte, duymakta ve hatta yaşamaktadır.
Evlilik içi şiddetin çeşitleri arasında fiziksel şiddet, cinsel şiddet, psikolojik şiddet ve ekonomik şiddet yer almaktadır. Fiziksel şiddet, bir kişinin diğer kişiye vurma, itme, tekmeleme, darp etme gibi fiilleridir. Cinsel şiddet, zorla cinsel ilişkiye girme, cinsel organları kullanarak diğer kişiyi zorlama şeklinde gerçekleşebilir. Psikolojik şiddet ise, kişinin diğer kişi üzerinde baskı kurarak, onu aşağılayarak veya yıldırarak gerçekleşir. Ekonomik şiddet ise, bir kişinin diğer kişiyi maddi olarak kontrol altına alma şeklinde tanımlanır.
Şiddetin Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Evlilik içi şiddet dünya genelinde büyük bir sorundur. Maalesef, bu şiddetin en önemli zarar görenleri, çocuklar olmaktadır. Çocuklar aile içi şiddetin uzun vadeli sonuçlarına maruz kalmaktadırlar. Bu şiddetin etkileri, çocukların psikolojik, sosyal ve fiziksel sağlıklarını etkilemektedir. Evlilik içi şiddete maruz kalan çocukların daha yüksek düzeyde depresyon, anksiyete ve düşük özgüvene sahip oldukları görülmüştür.
Ayrıca, şiddetin çocukların sosyal hayatlarını olumsuz etkilediği bilinmektedir. Şiddetin kesintisiz olarak devam etmesi, çocukların okul performansını ve arkadaş edinme yeteneklerini de etkilemektedir. Bazı çocuklar şiddet nedeniyle, öğrenme güçlükleri ve pek çok travma sonrası stres bozukluğu yaşamaktadırlar.
Bu nedenle, çocukların şiddete maruz kaldığı her durumda, hemen tedbir alınmalıdır. Şiddetin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine karşı bilinçli olmak, ebeveynlerin ve diğer yetişkinlerin sorumluluğundadır. Bu bilinç, çocukların sağlıklı bir şekilde büyümesine ve gelişmesine yardımcı olacaktır.
Çocuklar için Fiziksel ve Psikolojik Etkileri
Evlilik içi şiddet sadece ebeveynleri değil, aynı zamanda çocukları da olumsuz etkiler. Fiziksel şiddetin çocuklar üzerinde oluşturduğu etkilerden bazıları vücutta meydana gelen yaralanmalar, kırıklar, morluklar ya da cinsel taciz gibi ciddi sonuçlar olabilir. Psikolojik etkiler, çocukların kendilerine, ebeveynlerine ve diğer insanlara karşı güvensizlik duymalarına, çekingen, geri çekilmiş veya yalnız hissetmelerine neden olabilir.
Fiziksel ve psikolojik etkiler arasındaki bağlantı, çocukların zihinsel sağlıklarını da olumsuz etkiler. Şiddet gören çocuklar, depresyon, kaygı ve stres yaşama eğiliminde olabilirler. Aynı zamanda, travmatik olayları işleyememek gibi başka psikolojik rahatsızlıklar da ortaya çıkabilir. Bu nedenle, evlilik içi şiddetin uzun vadeli etkilerinin ciddi olduğu söylenebilir.
Fiziksel Sonuçları
Evlilik içi şiddetin en önemli sonuçlarından biri vücutta meydana gelen yaralanmalardır. Şiddete maruz kalan çocukların vücutlarında morluklar, yara izleri, kesikler oluşabilir. Ayrıca, şiddetin fiziksel sonuçları arasında cinsel taciz de yer almaktadır. Bu durum çocukların cinsel istismara uğramalarına neden olabilir. Fiziksel şiddetin uzun vadeli etkileri ise yaralanmaların kalıcı izleri, sakatlık ve hatta ölüm gibi sonuçlar doğurabilir.
Evlilik içi şiddete maruz kalan çocukların büyüme ve gelişme süreçleri olumsuz yönde etkilenir. Fiziksel şiddetin sonuçları çocuklar üzerinde fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da etkili olabilir. Bu nedenle, evlilik içi şiddetin önlenmesi için tüm toplumun bir araya gelip çözüm yolları üretmesi gerekiyor.
Psikolojik Sonuçları
Evlilik içi şiddetin çocuklar için yarattığı en büyük riskler arasında psikolojik sonuçlar yer almaktadır. Şiddetin doğası gereği, çocuklar sıklıkla depresyon, kaygı, öfke, suçluluk ve utanç gibi duygular yaşayabilirler. Şiddetin sürekliliği, şiddetin çocuğun kişilik gelişimini olumsuz yönde etkileyebilen kronik travma sendromuna neden olabilir.
Ayrıca, şiddete maruz kalan çocuklar, gelecektekilerle ilişkilerinde de sorunlar yaşayabilirler. Mesela, şiddetli bir ebeveyn tarafından yetiştirilen bir çocuk olmaları durumunda, onların diğer insanlara karşı güven eksikliği ve intihar riski daha yüksek olabilir.
Bunun yanı sıra, şiddetin etkileri, erişkinlik dönemine kadar da sürdürülebilir. Örneğin, evlilik içi şiddete maruz kalan çocuklar, gelecekteki ilişkilerinde riskli davranışlar sergileme eğilimindedirler. Ayrıca, öfke kontrolü, dürtü kontrolü ve yüksek düzeyde stres ile başa çıkma becerisinde de zorluk yaşayabilirler.
Özetle, şiddetin çocuklar üzerindeki psikolojik sonuçları oldukça önemlidir ve uzun vadeli ve ciddi sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle, evlilik içi şiddetle mücadelede, çocukların psikolojik sağlıklarının korunması çok önemlidir.
Çocukların Sosyal Hayatlarına Etkisi
Evlilik içi şiddet, çocukların sosyal hayatını da olumsuz etkileyebilir. Şiddet gören bir çocuk, arkadaşlarına açıklayamadığı bir sırrı olduğu için, arkadaşlarıyla kurduğu bağları zayıflatabilir. Bu da, çocukların sosyal hayatında izole olmalarına ve mutlu olamamalarına neden olabilir.
Bu izolasyon, çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerini engeller ki bu da, gelecekteki arkadaşlık ve romantik ilişkilerinde sorunlar yaşamalarına neden olabilir. Aynı zamanda, şiddet gören çocuklar, sosyal ortamlarda kendilerini rahat hissetmezler ve bu nedenle aktivitelere katılmaktan kaçınırlar. Bu, çocukların yeteneklerini geliştirmesini ve özgüvenlerini kazanmalarını önler.
Şiddetin bu sosyal etkileri, çocukların hayatlarının birçok alanını etkileyebilir. Bu nedenle evlilik içi şiddetin çocuklara verdiği zararı azaltmak için, ailelerin ve toplumun desteği gereklidir.
Çocuk Hakları
Çocuk hakları, çocukların doğuştan sahip oldukları ve korunması gereken haklardır. Bu haklar, Fiziksel, psikolojik, zihinsel, ahlaki veya sosyal zarar görmemeleri, eğitim hakkı, sağlıklı bir yaşama hakkı, oy hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü gibi geniş bir yelpazede yer almaktadır. Ancak, evlilik içi şiddet gibi kötü muameleler, çocukların bu haklarına zarar vermektedir. Bu nedenle, evlilik içi şiddetin çocuklara yönelik ciddi etkileri olabileceği bilinmelidir. Çocuklar, eğitim, sağlık, aile gibi konularda haklarına sahiptir. Fakat evlilik içi şiddet, bu hakların tehlike altında olmasına neden olabilir.
Çocuk Haklarına İlişkin Kanunlar
Çocuk hakları, uluslararası hukuk ve yerel yasalar tarafından belirlenen haklardır. Bu haklardan bazıları ise eğitim, sağlık, barınma, beslenme, korunma, ayrımcılık olmama ve ifade etme özgürlüğüdür. Türkiye’de çocukların haklarını korumak ve desteklemek amaçlı birçok kanun ve düzenleme oluşturulmuştur. Bunların en önemlisi Çocuk Hakları Sözleşmesi’dir. Bu sözleşme, çocuğun yaş, cinsiyet, dil, din, milliyet, etnik köken gibi sebeplerle ayrımcılığa uğramaması ve uygun şekilde korunması hakkındadır. Ayrıca, Türkiye’de çocuk işçiliğine karşı mücadele etmek amacıyla da kanunlar çıkarılmıştır. Bu kanunlar, çocukların okula gitmelerinin korunması, çalışma koşullarının düzenlenmesi gibi hususları kapsamaktadır.
Evlilik İçi Şiddetin Çocuk Haklarına Etkileri
Evlilik içi şiddetin çocuklara olan etkileri oldukça ciddidir. Çocuklar bu şiddet ortamında yetişmek zorunda kaldıklarında, çeşitli fiziksel ve psikolojik sonuçlarla karşılaştıkları gözlemlenir. Bu çocukların, olumsuz etkilere maruz kalmamaları için temel haklarına yeterince önem verilmemesi nedeniyle, bu konu oldukça önemlidir.
Fiziksel sonuçlar arasında, vücutta oluşan yaralanmalar, cinsel taciz ve hastalıklar sayılabilir. Zaten maddi sorunların birçok sebebinde, çocuk istismarı da yer almaktadır. Bunun yanı sıra, şiddetin psikolojik sonuçları da oldukça büyüktür. Bu sonuçlar arasında, çocukların yaşadığı travmanın sonucunda oluşan kaygı, depresyon, kendine güven kaybı ve bilişsel gelişmede yavaşlama yer almaktadır.
Evlilik içi şiddetin çocuk haklarına olan olumsuz etkileri, temel hakların ihlali ile de sonuçlanabilir. Çocuklar, sağlık hakları, eğitim hakları, barınma hakları ve diğer bazı haklar gibi birçok temel haklarında ihlal yaşayabilirler. Bu ihlallerin ortaya çıkması, ileriki zamanlarda birçok sorunun da başlangıcı olabilir.
Uzun vadeli etkileri de oldukça ciddidir. Bu şiddeti yaşayan çocuklar, hayatları boyunca olumlu ilişkiler kurmakta sorunlar yaşayabilirler. Bu sorunlar, aynı zamanda birçok gelişim bozukluğuna da yol açabilir. Eğitim amacıyla hazırlanan materyaller, çocuklara evlilik içi şiddet ile nasıl başa çıkılacağına dair fikirler vermeli ve bu konuda çalışmalar yapılmalıdır.
Çocukların haklarının ihlali konusunda daha bilinçli olunmalı ve çocuklar bu haklara saygı gösterilmeli, böylece onların sağlıklı bir gelecek sürdürmeleri sağlanmalıdır.
Temel Haklarının İhlali
Çocuklar, evlilik içi şiddetin en mağdurlarından biridir ve bu, temel haklarının ihlali anlamına gelir. Bu haklar arasında sağlık, eğitim, ayrımcılık yapılmama hakkı, yaşam hakkı ve güvenlik yer alır. Şiddetin çocuklar üzerindeki etkileri, bu hakların ne kadar önemli olduğunu ve korunmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Şiddet, bu hakların ihlali anlamına geldiği için, çocukların tanınmış haklarını çiğnemektedir. Örneğin, fiziksel istismar, çocukların sağlık hakkının ihlalidir; cinsel taciz ise, onların ayrımcılık yapılmama hakkını ihlal eder. Bu hakların çiğnenmesinin sonucu ise, çocukların geleceği karanlık olur. Bu nedenle, çocukların temel haklarını korumak için evlilik içi şiddete karşı sıfır tolerans politikası benimsemek gerekmektedir.
Uzun Vadeli Etkileri
Evlilik içi şiddetin uzun vadeli etkileri çocuklar açısından oldukça yıkıcıdır. Çocukların fiziksel sağlık sorunları, kaygı, depresyon, özgüven eksikliği, öz saygı sorunları, yüksek stres ve diğer davranış sorunları içeren psikolojik sorunlar yaşamasına neden olabilir. Aynı zamanda, çocukların eğitim seviyelerini, iş hayatlarına girmelerini ve diğer sosyal ilişkilerinde başarılarını da olumsuz etkileyebilir. Bu tür olumsuz deneyimler yaşayan çocuklar, yetişkin olarak kendileriyle ilgili sorunlar yaşama olasılıkları da daha yüksektir. Dolayısıyla evlilik içi şiddetin uzun vadeli etkileri, çocukların hayatları boyunca devam eden dokunulmazlığından, kişisel gelişimlerinden ve mutluluklarından ödün vermemeleri için son derece önemlidir.
Önleme Çalışmaları
Evlilik içi şiddet, maalesef hepimizin karşılaşabileceği bir durum. Ancak bu şiddetin en kötü etkilerinden biri, çocuklar üzerindeki etkileridir. Bu nedenle, evlilik içi şiddetin önlenmesi için etkili çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu çalışmalar kapsamında, çocukların öncelikli olarak güvende olduğundan emin olunması önemlidir. Çocuk hakları, bu güvenliği sağlamak için gerekli olan ilkeleri belirler. Ancak sadece belirlenmesi yeterli değildir, aynı zamanda bu hakların korunması da önemlidir.
Bunun için, okulda, evde, sosyal hayatlarında vs. özellikle çocuklarla çalışan kişilerin eğitim alması önemlidir. Eğitimli kişiler, şiddeti anlar ve çocukların güvenliğini sağlayacak önlemler alırlar. Ayrıca, şiddetin sonuçlarını ele alan kampanyalar ile toplum bilinçlendirilmelidir. Bu kampanyaların çocuk odaklı olması, onların sevgi dolu bir ortamda büyümelerini sağlaması gerekmektedir.
Ayrıca, evlilik öncesi danışmanlık hizmetleri, evlilik sırasında ve sonrasında da çiftlere verilmesi gereken hizmetlerdir. Bu hizmetlerde çiftler, şiddetin evliliğe, çocuklara ve kendi hayatlarına olan olumsuz etkileri hakkında bilgilendirilirler. Böylece, şiddetin önlenmesine yardımcı olacak adımlar atılabilir.
- Bu çalışmalara ek olarak, aşağıdaki önlemler de alınabilir;
- Çocukların okula gitmelerine, koruyucu hizmetlere veya barınma hizmetlerine erişimlerini sağlamak
- Mağdurların şiddetten korunmaları için hukuki koruma, danışma ve psikolojik desteğin sağlanması
- Şiddete neden olan faktörlere dair bilinçlendirme ve bu faktörlerin ortadan kaldırılması
Yukarıda belirtilen önlemlerin tamamı, evlilik içi şiddeti önlemek ve çocuk haklarını korumak için atılacak adımlardır. Bu adımlar sayesinde, hem şiddetin önüne geçilir hem de çocukların sağlıklı bir ortamda büyümeleri sağlanır.
İlgili Kurumlar ve Programlar
İlgili kurumlar ve programlar, evlilik içi şiddetin önlenmesi için oldukça önemlidir. Bu kurumların başında, her şehirde bulunan Emniyet Müdürlükleri gelmektedir. Ayrıca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından kurulan Alo 183 Sosyal Destek Hattı, evlilik içi şiddet konusunda uzman danışmanlarla destek sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve kadın hakları dernekleri de evlilik içi şiddet konusunda farkındalık yaratmakta ve eğitim programları düzenlemektedir. Bu kurum ve programlar, toplumda evlilik içi şiddetin önlenmesine yönelik bilinç oluşmasına ve insanların bu konuda farkındalık sahibi olmasına yardımcı olmaktadır.