İcra ve İflas Hukukunda İcra İflas Yoluyla İcra ()

Türk icra ve iflas hukuku, alacaklıların haklarını korumak ve borçluların borçlarını ödemeleri için çeşitli yolları takip etmek amacıyla çıkarılmıştır. İcra işlemi, alacaklının talebi üzerine borçlunun mal varlığına haciz konularak borcun tahsil edilmesini sağlar. İflas yoluyla icra sürecinde ise, borçlu tüzel kişi ise şirket tasfiyesi yoluyla alacaklıların alacakları tahsil edilir. İflasın açılması için borcun ertelenemeyecek kadar yüksek olması ve borçlu olan kişinin üç aya kadar vadesi geçmiş alacaklarına karşı ödeme yapamaması gerekiyor. Bunun için alacaklılar mahkemeye başvurarak tutanak tutturur. Tarafların hakları ile ilgili detaylı bilgi için okumaya devam edin.

İcra İşlemi

İcra işlemi, alacaklıların borçlu tarafından ödenmeyen borçlarını tahsil etmek için başvurdukları yasal bir süreçtir. İcra işlemi, alacaklı tarafından ilgili icra dairesine başvurulması ile başlar. Başvuru üzerine, borçlu tarafından sahip olduğu mal varlığına icra müdahalesi yapılır ve borçlunun mal varlığına haciz konulur. Haciz konulan mal varlığı, satışa çıkarılarak alacak tahsil edilir. İcra işlemi sırasında alacaklıların hakları korunur ve hukuki yollar ile alacaklarını talep edebilirler.

İflas Yoluyla İcra Süreci

İcra işleminin yapılamadığı durumlarda, alacaklı kişiler iflas davası açarak, borçlu tüzel kişiyi iflas ettirebilmektedirler. İflas yoluyla icra sürecinde, alacaklıların önceliği belirlenir ve borçlu olan şirketin mal varlığı, satışa çıkarılarak alacaklıların alacakları tahsil edilir. Borçlunun tasfiye işlemi sırasında, işletme faaliyetleri durur ve şirketin tüm mal varlığı alacaklılar arasında paylaştırılır. Bu süreçte, alacaklının belirli hakları vardır ve bu hakların borçlu tarafından kabul edilmesi gereklidir. İflas yoluyla icra sürecinde, borçlu tüzel kişi olan şirketin tasfiyesi yoluyla alacaklıların alacakları tahsil edilir.

İflasın Açılması

Bir borçlu, üç aya kadar vadesi geçmiş ödeme yapamadığı borçlarını ve diğer finansal yükümlülüklerini yerine getiremez hale geldiğinde iflas başvurusunda bulunabilir. İflasın açılabilmesi için borcun ertelenemeyecek kadar yüksek olması gerekmektedir. Bu borçlardan en az biri ödeme tarihinden üç ay sonrasına kadar ertelenmiş bir borç olmalıdır.

Bununla birlikte, iflasın açılabilmesi için borçlunun ödemeleri ihlal etmesi yüzünden haciz işlemlerine veya takip işlemlerine maruz kalmış olması gerekir. Borçlunun üç ay boyunca ödemelerini yapamaması durumunda borcunun tahsili için alacaklılar iflas davası açabilirler.

Borcun tam olarak ödenmesi mümkün olmayan durumlarda iflas başvurusu, borçlunun alacaklılara olan borcundan kurtulmasını sağlar ancak birçok hukuki sonuçları vardır ve uzun bir süreç gerektirir.

Tutanak Tutulması

İflasın açılması için alacaklının mahkemeye başvurusu sonrası tutanak tutulur. Bu tutanakta iflasın nedeni, borcun miktarı gibi bilgiler yer alır. Tutanaktan sonra mahkeme, alacaklıları davet eder ve iflasın açılması kararı alınır. Bu davet sırasında alacaklılar borcun ödenmesi için taleplerini sunarlar.

İflasın açılması durumunda alacaklılar öncelik sırasına göre alacaklarını tahsil ederler. Önceliği bulunan alacaklar önce tahsil edilir. Eğer borçlu tüzel kişi ise şirketin tasfiyesi yoluyla alacaklıların alacakları tahsil edilir.

Tasfiye İşlemi

Tasfiye işlemi, borçlu tüzel kişinin mal varlığının satışa çıkarılması ve elde edilen gelirle alacakların tahsil edilmesi işlemidir. Tasfiye işleminin başlatılması için, mahkeme tarafından iflasın açılması gerekmektedir. Mahkeme kararıyla tayin edilen tasfiye memuru, borçlu şirketin mal varlığını satışa çıkarır ve elde edilen gelir alacaklılara dağıtılır. Alacaklılar, talep ettikleri payı alana kadar tasfiye işlemi devam eder. Tasfiye işlemi sonunda, borçlu şirket artık faaliyet gösteremez duruma gelir.

Tasfiye işlemi sırasında, borçlu tüzel kişinin mal varlığına haciz konulmasına rağmen, borç tutarı kadar alacak tahsil edilemeyebilir. Bu durumda, alacaklılar borçlu tüzel kişiye karşı yasal işlem yapabilirler. Tasfiye işlemi sonunda, borçlu tüzel kişi iflas etmiş olur ve faaliyetlerini durdurmak zorunda kalır.

İflasın Durdurulması

İflasın durdurulması, borçlu tarafından belirli bir süre sonra alacakların ödenmesiyle gerçekleştirilmektedir. Bu süre zarfında borçlu, iflasından doğan borçları ödeyerek iflasın durdurulabilmesi için gerekli adımları atmalıdır. Borçlu, alacaklıların taleplerine uygun olarak ödeme planı hazırlayarak, mahkemeye sunabilir.

Borçlu tarafından mahkemece onaylanan ödeme planının uygulanmaya başlanmasıyla birlikte, iflas durdurulup borçlar taksitler halinde ödenir. Bu süreçte alacaklıların hakları da korunarak her şey yasal bir çerçeve içinde gerçekleşir. İflasın durdurulması, borçlu için iflas sonrası oluşabilecek sorunların önüne geçer ve yeniden finansal açıdan güçlenme imkânı sağlar.

İcra İflas Hukukunda Alacaklı ve Borçlu Hakları

Türk icra ve iflas hukukunda, alacaklıların alacaklarını tahsil etmek için hukuki hakları olduğu gibi, borçluların da hukuki hakları bulunmaktadır. Borçlu, icra işlemine itiraz etme hakkına sahiptir. Ayrıca, borçlu, haciz işleminin durdurulması için gerekli itirazlarda bulunabilir. Alacaklıları korumak adına, alacaklının mal varlığına haciz koydurma hakkı gibi birçok hukuki hakları bulunmaktadır. Borçlu, alacakların tahsil edilmesi için ödeme planı gibi seçenekler sunabilir. Tüm bunlar, Türk icra ve iflas hukukunda, belirli hakları olan taraflar arasındaki dengeyi ve düzeni korumak adına mevcuttur.

Borçlunun Hakları

Borçlunun hukuki hakları, öncelikle borçlunun itiraz etme hakkını kapsar. Borçlular, haciz işlemi hakkında itirazda bulunabilirler ve itiraz süreci içinde haciz işlemi durdurulabilir. Bunun yanı sıra, borçluların mal varlıklarına konulan hacizlerin usulsüz olduğunu düşünmeleri halinde, “haciz işleminin iptali” davası açma hakları bulunmaktadır.

Borçlu, takip süreci boyunca haciz işleminin durdurulması talep edebilir. Buna “haciz işleminin durdurulması talebi” denir. Haciz işlemi durdurulduktan sonra, borçlu alacaklının talebi üzerine mahkemeye bir teminat verir ve alacaklının zarar görmemesini sağlar. Bunun yanı sıra, borçluların icra takibine karşı üç yıl içinde itiraz etme hakkı bulunmaktadır.

Borçlunun haklarının korunması hukuki süreçte son derece önemlidir. Borçluların haklarına saygı gösterilmesi, adil bir hukuk sisteminin temel unsurlarından biridir.

Alacaklının Hakları

İcra ve iflas süreçlerinde alacaklıların bazı hakları vardır. Alacaklının en önemli hakkı, borçlu olan kişinin mal varlığına haciz koydurma hakkıdır. Bu sayede borçlu olan kişinin borcu tahsil edilir. Ancak, haciz işlemi öncesinde borçlu olan kişinin borcuna itiraz hakkı da bulunur. Alacaklının diğer bir hakkı ise borçlunun mal varlığına el koyma hakkıdır. Bu hakkı kullanarak alacaklı, borçlu olan kişinin mal varlığına el koyabilir ve bu malların satışıyla borcunu tahsil edebilir. Ayrıca, alacaklının borçlu olan kişiden mahkeme kararı ile bilgi talep etme hakkı da bulunur.

Yorum yapın